top of page

Kalp Hastalarımın Başından Geçenler...

Bu bölümde hastalarımın başından geçen gerçek hayat hikayelerini paylaşacağım. Tıpta hastalık yoktur, hasta vardır. Yani aynı hastalık farklı kişilerde farklı şekillerle ortaya çıkar. Örneğin kalp krizini bir kişi sessiz ve habersiz geçirirken, başka bir kişi anında ölür veya başka bir örnek, bacak atardamarı tıkanıklığında bir kişide yürürken aksama yapar, başka bir kişide hızla gangren gelişir.

Hastalık benzer de olsa, kişilerin hastalıklarıyla ilgili yaşadıklarından çıkarmamız gereken dersler var. 

Bölüm 1

Şeref Usta'nın Kalp Krizi Geçirirken Yaşadıkları...

İlk hikayem Şeref Usta'nın kalp ameliyatı olana kadar yaşadığı ibretlik olaylar zinciri...

Şeref Usta tanıdığım en iyi kaporta zanaatkarlarından biri. Başladığı işi bitirene kadar gündüz-gece saatlerce konsantrasyonunu bozmadan çalışabiliyor. El emeği ile ustalık dolu işler çıkarıyor. Bundan 3 yıl önce kalbine dokunduğum Şeref Usta, kalp krizi geçirdiği sırada yaşadıklarını kendi ifadesi ile anlatıyor.

"20 yıldır günde 1 paket sigara kullandım, son 5 yılı 1.5 pakete kadar içiyordum.

Karlı bir Şubat günü, gündüz saatlerinde çalışırken göğsümde toplu iğne ucu batar gibi ağrı hissettim. Çalışmaya devam ettim. Zaman içinde geçti, akşam saatlerinde daha önce hiç yaşamadığım ağrım oldu göğsümde. Bir süre sonra azalarak kendiliğinden geçti. Akşam eve gittim uyudum, sıkıntım olmadı. Ertesi sabah işe geldim. Biraz çalışayım dedim yine şiddetli bir ağrı oldu göğsümde. Ustama hastaneye gitmek istediğimi söyledim ve H........ Eğitim Araştırma Hastanesi aciline gittim. Ağrım devam ediyordu. EKG çekildi. İğne yapıldı. Bir şeyin yok deyip, reçete yazıp gönderdiler. Eve gittim. Ağrım yoktu, fakat halsizlik devam ediyordu, evde yattım. Gece 12’de kalktım, bir şeyler yedim, sigara yaktım. Aynı ağrı daha kötü bir şekilde tekrar geldi. 20 dakika boyunca yere kapandım, kalkamadım. Evde bulunan kardeşim göğsüme ve sırtıma ağrı kesici ilaç sürdü. Tekrar hastaneye gitmek istedim. Saat 01.00 sularıydı, ağrının artmaması için yavaş hareketlerle hazırlandım ve bu kez B....... Eğitim Araştırma Hastanesi aciline gittim. Acilde görevli doktora elim göğsümde çıktım ve dedim ki; ”göğsümde ağrım var”. Boğazıma baktı ve boğazlarımın kızarık olduğunu görünce, üst solunum yolu enfeksiyonun var dedi, bana iğne olmam gerektiğini söyledi. Ben de dedim ki; “bugün gündüz H......... Eğitim Araştırma Hastanesi’nde de aynısını söylediler ve iğne yaptılar. Tekrar iğne olmak istemiyorum”. “Git kan ver o zaman, iğne yaptırmıyorsun, ilaç almıyorsun” dedi. Kan verdim 2 saat sonra kan sonuçları çıktı. Laboratuar’dan sonuçları aldım, fakat aynı doktor’u bulamadım. Başka bir doktor’a gösterdim. Bana dedi ki; “sen burada 2 saat otur, 2 saat sonra tekrar kan örneği ver”. “Doktor bey, ben ayakta duracak halde değilim, ağrım var, bunalıyorum” dedim. “Bu tahlillerle yapılacak bir şey varsa yapın yoksa evime gideyim“ dedim. Evime gittim ve yattım.

Ertesi günü halen üzerimde fenalık hissi vardı. Kardeşime, beni tekrar hastaneye bırakmasını istedim. Acile gittim ve doktora durumumu izah ettim. “Tamam, aynı tahlilden bir daha yaptır” dedi. Kan verdim. Kan sonucunu beklerken banka oturdum ve kafamı duvara dayayıp uyuyakalmışım. Şiddetli ağrı ve ter içinde uyandım. Kan tahlili sonucumu almaya gittim. Sonucu doktora gösterdim, EKG çekilmesini istedi. EKG çektirdim. Bana, EKG ve kan sonuçlarımla beraber 2 üst katta yoğun bakım ünitesine gitmemi söyledi. “Ben orayı aradım, önce evraklarını kaydettir, sonra kapanmadan, saat 5 olmadan çık oraya” dedi. Evrak kayıtta kaydımı yaptırdım. Tam bu sırada elektrikler kesildi, yarım saat kadar süre geçti, saat 5’e yetişebilecek miyim diye düşünürken evrak işimi tamamladım. Asansör kartlı olduğu için binemedim. Merdivenlerden 2 üst kata çıkmaya başladım. 1 . katı çıktım, 2. Katı çıkarken göğsüme yine aynı ağrı girdi. Güvenliği gördüm ve dedim ki, “kötüyüm, sedye, araba yardımcı olun bana”. Güvenlik görevlisi, “yok kardeşim, burayı terk edemem” dedi. Tam o sırada bir doktora denk geldim, durumumu anlattım. O da kartlı asansöre binerken beni de aldı ve asansörle 2. kata beraber çıktık. Yoğun bakım kapısının kilidini açtı ve gitmem gereken yeri gösterdikten sonra görevine gitti.

Koridorun ilerisine doğru yürürken ağrım daha da arttı ve yolda yığıldım. Kendime geldiğimde sedyedeydim, üstümü soymuşlardı ve cihazlar bağlanmıştı. Tedirgin oldum, “ne yapıyorsunuz bana ?” dedim. “Kalp krizi geçirdin ve bitti” dediler. “Şimdi seni anjioya alacağız, kapalı damarın varsa açacağız” dediler. “Sen buraya nasıl geldin ?” diye sorduklarında anlattım yaşadıklarımı. Durumuma halen daha inanamıyordum ve sordum “siz benle şaka yapmıyorsunuz değil mi ?” “Yok, şaka yapmıyoruz, ama herşey geçti, merak etme, herşey yolunda” dediler. Sonra beni anjioya aldılar, dediler ki; “senin damarın tıkalı, fakat stentle açılacak pozisyonda değil. Yarın tekrar kendi aramızda konuşacağız ama büyük ihtimalle sana ameliyat gözüküyor. Akşamı burada geçireceksin”.

Yoğun bakımda bana çok güzel davranıyor ve yakından ilgileniyorlardı. Gece orada yatarken hasta yakınlarının hastaneyle ilgili olumsuz konuşmalarını dinledim ve moralim bozuldu. Ertesi gün oldu beni tekrar anjioya aldılar, dediler ki; “sana kesin ameliyat gerekli, bu akşam seni ameliyata alacağız”. “Yok, ben ameliyat olamam şu an” dedim. “Sen olayın ciddiyetini bilmiyorsun, hastaneden evine giderken ölürsün” dediler. “Benim doktorum var, onunla görüşmem gerekir, ona sormadan olamam” dedim.

Ustam vasıytasıyla anjio sonucunu Dr. Kubilay Hocam’a gönderdim. Acilen ameliyat olmam gerektiğini bana söyledi. Ambulansla beni çalıştığı hastaneye aldırdı ve ameliyatımı yaptı.

Kubilay Hocam beni bu hastalıktan kurtardı. İşimin başındayım, sıkıntım yok. Hoca'mın sıkı tembihleri ile artık sigarayı da bıraktım. İlaçlarımı kullanıyorum. Kontrollerimi aksatmıyorum. Allah razı olsun Kubilay Hocam'dan..."

Şeref Usta şimdi eskisinden çok daha sağlıklı, işinin başında çalışmaya devam ediyor. Sigarayı bıraktı, ilaçlarını ve kontrollerini aksatmıyor. Yediklerine dikkat ediyor. 

Kalp krizi geçirdiği sırada acil bölümünde soğukkanlı davranışları, acil bölümünün aşırı yoğunluğu, beklemesi söylendiği halde beklememiş olması sonucu doğru teşhis erken zamanda konulamamış. Yaşının da genç olması nedeniyle kalp hastalığı ön planda düşünülmemiş. Neyse ki, çok ciddi bir kalp krizi geçirmeden bypass ameliyatı ile sağlığına kavuştu. Sağlıklı bir ömür diliyorum.

Bölüm 2

Metin Bey'in Kalp Ameliyatına Karar Verme Aşaması...

Koroner bypass ameliyatı gerektiren durumlarda, hastada kontrolsüz şeker, sigara kullanımı ve aşırı kilo varsa ameliyatın riski de artmaktadır. Bu hastalarda ameliyatın yararlarını ve risklerini açık açık konuşuyoruz ki, hasta ve hasta yakınlarının kafasında soru işareti kalmasın. Hastalığın ölümcül ciddiyetini, ameliyat sonrası uyulması gereken kuralları anlatıyoruz. Hastanın ameliyata karar vermesinde hekim-hasta iletişimi çok önemli. Karşılıklı güven oluşması için, hasta ve hasta yakınlarına karşı her konuda net olmak ve açık açık konuşmak gerekiyor.

Metin Bey ve yakınları için de karar vermesi zor bir süreçti. Metin Bey'in oğlu Ümit, yaşadıklarını şöyle anlatıyor;

" 14 Şubat 2017 günü babamın geçirmiş olduğu bir kalp krizi sonucu A... Devlet Hastanesi'nden B... Hastanesi'ne sevk edildi. Orada Prof. Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'mla tanıştık. Babamın kalp ile hiçbir problemi yoktu. Kronik olarak ailede de hiç kalp hastası yoktu. Ailemizde ani olarak ölümle sonuçlanan bir hastalığı olan kimse de yokken, babamın geçirmiş olduğu kalp krizi sonucu 3 damarının tıkalı olduğu tespit edildi. Ameliyat mı ve stent mi takılacağı konusunda tereddütlerimiz vardı. Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hocam tüm aileyi odasında topladı ve uzun bir görüşme yaptık ve bize herşeyi detaylı anlattı, olasılıklar hakkında bilgi verdi. Tereddütlerimiz babamın 30 yıllık bir şeker hastası olduğundan dolayı şeker hastalığının damarlara verdiği tahribat bizi endişelendiriyordu ve bunun yanında 40 yıldır elinden bırakmadığı sigarası vardı. Günde 2 paket sigara içerdi. 62 yaşında ya stent takılacak ya da bypass ameliyatı olacaktı. Stent takma konusunda ileriye dönük tekrar bir kalp damarlarında daralma oluşma olasılığı yüksek olduğundan, ileriki yaşlarda şeker hastalığından dolayı ameliyat daha zor ve riskli olacağından Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'mın düşüncesi bizim için çok önemliydi. 30 yıllık bir bilgi birikiminin boş olmayacağını düşündük. Biraz araştırdıktan sonra doğru yerde ve çok şanslıydık ki, Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'mın yanındaydık. Minnet borçluyuz hocamın bize ileriki yaşlarda ameliyatın şeker hastalığından dolayı çok daha riskli olacağı ve bypass ameliyatına karar verdiğini açıklaması üzerine ameliyatın en doğru olacağı kararına vardık. Ameliyat hazırlıklarına başlandı. Hocamızın ve ekibinin bize karşı yaklaşımı çok iyiydi. Bizleri sürekli bilgilendiriyorlar ve endişelerimizi azaltıyorlardı. Ertesi sabah dualarımızla babam ameliyata girdi. Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'm ameliyathaneye girmeden önce bizlere rahat olmamızı, herşeyin iyi olacağını, ameliyat bittikten sonra kendisinin bize bilgi vereceğini söyledi. Babamın ameliyatta kaldığı 5 saat bizim için geçmek bilmeyen bir bekleyiş oldu. Ameliyat bitiminde Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'mın güleryüzünü gördüğümüzde tüm stresimiz yerine mutluluğa bıraktı ve çok şükür hocamızın beklediğinden daha da başarılı bir ameliyat olduğunu öğrendik. Ameliyatın ilk gecesi babam yoğun bakımda kaldı. Ertesi sabah Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'mdan babamızın iyi olduğunu ve onu görebileceğimizi öğrendik. Hocamla beraber yoğun bakıma girdim. Babamın iyi olduğunu gözlerimle gördüğümde çok mutlu oldum. Bana iyi olduğunu, ağrısının olmadığını, hatta ayağa kaldırıldığını söylediğinde mutluluğum daha da arttı. Yoğun bakımdan çıktığımda beni bekleyen herkesle iyi haberleri paylaştım. Bir sonraki gün babam yoğun bakımdan servise indiğinde bizim gibi hareket ediyor, yemeğini yiyor ve serviste uzun uzun yürüyüşler yapıyordu. Hemşireler de babamla son derece yakından ilgileniyorlardı. 10 gün sonra taburcu olduğumuzda babam çok iyi durumda hastaneden ayrıldık. Ameliyattan 10 ay geçti, hiçbir problemimiz yok. Hocamızın ısrarlı tembihleriyle babam sigarayı bıraktı. Şeker kontrollerini de düzenli olarak yaptırıyor. Prof.Dr. Ali Kubilay Korkut Hoca'ma ilgi ve alakasından dolayı çok teşekkür ederim. 

Saygılarımla, Pektaş Ailesi adına Ümit Pektaş.

Metin Bey söz verdiği gibi ameliyat sonrası dönemde sigarayı bıraktı. Şeker hastalığının da gerektirdiği diyeti yapıyor ve ilaçları kullanıyor. Sağlık dolu nice yıllar diliyorum.

bottom of page